Şüphesiz ışık yılı birimini duymayan kalmamıştır; astronomların uzaydaki uzaklıkları ölçmek için kullandıkları ve cm, km gibi birimlerin ağabeyi olarak bakabileceğimiz o birim. Özet olarak bir demet ışığın bir yılda tamamladığı uzaklık -on trilyon km- olsa da, astronomiyi takip edebilmek için bu ölçüm birimini iyi anlamak çok önemli Günlük hayattan bir örnekle başlayalım. Arkadaşlarınızla buluşacaksınız ancak biraz geciktiniz. Onları arayıp, örneğin 10 dakikalık mesafede olduğunuzu söylersiniz. Bu sizin açınızdan kalan mesafeyi kat etmek için bir tahmindir. Astronotlarda aynı şekilde yıldızlara ve galaksilere olan uzaklığı tahmin ederler; ama kendi yürüme ve sürüş hızları yerine, bir ışık demetini referans olarak alırlar..Bu yöntemin kullanılmasının birinci sebebi elbette ki ışığın tüm evrende sahip olduğu eşit hız: saatte 1 milyar 78 milyon kilometre. Bu hızda yolculuk etmek demek, Dünya etrafında bir saniye içinde 8 tur atmak demektir. Gerçekten etkileyici değil mi?
Dünyadan ışık hızıyla yola çıktığınızda aynı süre içinde uzun bir mesafe gideceğinizi düşünebilirsiniz ama uzayın genişliğini unutmamak lazım. Ay’a ulaşmak için bile ışık hızında iki buçuk saniyelik bir yolculuğa ihtiyacınız var. Işık hızıyla Güneşe yapacağınız yolculuk yaklaşık 8 dakika sürer. İnanabiliyor musunuz, saniyede yaklaşık 300.000 km mesafe ilerlediğiniz ışık hızındayken bile 8 dakika ancak sizi güneş sistemimizin merkezine ulaştırabiliyor.
Işığın sahip olduğu inanılmaz hıza rağmen ihtiyaç duyduğu yolculuk zamanının her zaman bir yan etkisi olmuştur. En güzel örneği Güneş'e baktığımızda, aslında onun 8 dakika önceki haline bakıyor olmamız. Bu duruma tanıdık olduğumuz birçok örnek verebiliriz aslında. Havai fişeklerde patlamaları gördüğümüzü biliriz; ama ses daha sonra gelir. Gözlerimizi kapattığımız takdirde yaşanan gösteriye birkaç saniye geriden tanık oluruz. Aynı olay ışık için de geçerli: olayın olduğunu ancak ışık bize ulaştığı zaman görürüz. Odanın bir ucuna bakarken, gecikme saniyenin birkaç milyarda biri olsa da yeterince büyük uzaklıklarda ışık birden havai fişek örneğindeki ses yerine geçiveriyor.
Buna karşın ışık yılını kullanmamızın ana nedeni uzayda iç içe olduğumuz uzaklıkların muazzamlığı. Eğer kilometreye bağlı kalmaya ısrar edersek en yakın yıldıza olan uzaklığı hesaplamaya kalktığımızda bile uzun rakamlara boğuşuveriyoruz: sönük kırımızı cüce Proxima Centauri 38.600.000.000.000 km uzakta! Uzun bir çubuk, yani daha büyük bir ölçüm birimi kullanmak sayıların daha kontrol edilebilir kalmasını sağlıyor. Bir astronot için Proxima Centauri sadece 4 ışık yılı uzaklığında. Diğer deyişle yan komşumuzdaki yıldızdaki ışığın bize gelmesi 4 yıl alıyor.
Gece gökyüzüne baktığımızda gördüğümüz yıldızlara ev sahipliği yapan Samanyolu galaksimizin bir ucundan diğerine olan uzaklığı 100.000 ışık yılıdır. Bunu bir diğer perspektifte incelersek, kayıtlı insan tarihi kabataslak 5.000 yıldır. Yani bir uçtaki yıldızdaki ışığın diğer uca ulaşması bu kayıtlı tarihin 20 katı kadar sürer.
Galaksimizden öteye gidersek, en yakın Adromeda Galaksisi'ne 2 milyon ışık yılı isteriz. Şuan gördüğümüz ışık orayı, atalarımızın ilk taşlı aletleri kullanmaya başladığı zamanda terk etmişti bile.
Son durağımız ise görünür evrenin ucu. Sürekli genişlemekte olan evrenin uzaklığını ölçmedeki ustalık isteyen nokta burası işte. Gördüğümüz en uzak noktadan gelen o ışık, Evren'de Dünya’nın varoluşlundan 3 katı kadar zamandır ilerliyor! Yaklaşık 14 milyar yıl! Ama burada bir nokta var: Evren'in uzak noktasının bizden 14 milyar ışık yılı uzakta olduğunu söyleyemeyiz.Neden peki? Çünkü bu zaman içinde evren daha da büyüyor! 14 milyar yıl uzaktaki bir galaksiden gelen ışığın bizim küçük gezegenimize ulaşmasına kadar geçen o tarif edilmez zamanda galaksi çoktan uzaklaşmıştır. O bilinmez bölgeye olan fiziksel uzaklığımız, evrenin genişlemesini durdurduğumuz ve bir mezura çektiğimiz takdirde, şuan yaklaşık 46 milyar ışık yıl tutar! Işık yılında bile bu uzaklığı ölçmek çok büyük rakamlar gerektirirken tanıdık bir birimde ölçersek, ortaya çıkan rakamı algılamakta güçlük çekeriz.
Anlayacağınız, genişleyen evrende ışık yılı birimi bile kâğıtlara sığmamaya başlarken dünyadaki birimleri kullanmak akıllıca olmaz. Akıllıca olmaz demişken, Evren bu hızla genişlerken ve yakın gelecekte sahip olduğumuz görünür evrenin ufkuna ulaşma düşüncesini ele alırsak başka birimlere ihtiyaç duyabiliriz.
0 yorum:
Yorum Gönder