Bir yıla yakın bir süredir uzayda yaşayan Amerikalı astronot Scott Kelly ile Rus kozmonot Mihail Kornienko, yeryüzüne döndüler.
İki uzay insanı Uluslararası Uzay İstasyonu'nda (ISS) tam 340 gün, yani normal kalış süresinin iki misli zaman geçirdiler.
Bu uzatmalı görev uzun süre uzayda kalmanın insan bedeni üzerindeki etkileri konusunda bir araştırmanın da parçası.
Bilim insanları ayrıca, astronot Scott Kelly'yi incelerken, aynı süreyi dünyada geçiren ikizi Mark ile de karşılaştırarak daha ilginç sonuçlar elde etmeyi umuyorlar.
İkiz astronotlar
Kelly, Kornienko ve Rus mürettebat Sergey Volkov'u taşıyan Soyuz kapsülü dün sabah yerel saatle 10.26'da paraşütle Kazakistan steplerine iniş yaptı.
Misyonun komutanı Scott Kelly bu göreviyle birlikte 4. kez çıktığı uzayda toplam 520 gün geçirmiş oldu.
Buna karşılık tek bir uzay misyonunda en uzun zamanı geçirme rekoru halen 437 gün ile Rus kozmonot Valery Polyakov'a ait. Polyakov, bu uzay turunu 1990'lı yılların ortalarında yapmıştı.
Kelly, dünyaya dönerken beraberinde Aralık ayında Britanyalı astronot Tim Peake'in uzay istasyonuna götürdüğü roka tohumlarını da getirdi.
Bu tohumlar okullara dağıtılacak ve öğrenciler, uzaya gidip gelen tohumlardan yetişen rokaları, yeryünden hiç ayrılmayan tohumlardan yetişenlerle kıyaslayacaklar.
Uzayın zor koşullarında yaşamak insan bedeninde kas ve kemik erimesi, uyku ve görme bozukluğu ve fazla radyasyona maruz kalmak gibi sorunlara yol açıyor.
Ama uzayda yaşamanın en belirgin etkileri insan zihninde görülüyor.
Zihinsel etkiler
Yeryüzüne inişten az önce canlı bağlantıyla gazetecilere konuşan astronot Scott Kelly, "Fiziksel olarak bayağı iyi hissediyorum, fakat en zor şeylerden biri dünyada sizin için önemli olan insanlardan fiziksel olarak tamamen ayrı olmak. Bağınızın koptuğunu hissediyorsunuz" dedi.
Kemikler gevrekleşiyor
Uzayda uzun süre kalmak insanda kemik erimesine yol açıyor. Vücudun mineral kaybına bağlı olarak kemikler kırılganlaşıyor, kemik iliği de azalıyor. Yeniden yerçekimine dönüldüğünde kemik kırılması ihtimali artıyor.
Bu sorun menopozdan sonra kadınlarda da kendini gösteriyor. İlaç tedavisi yapılmadığında kalça kemiği bir yılda yüzde bir oranında madde kaybediyor. Astronotlarda erime daha hızlı oluyor. Yüzde birlik kemik erimesi bir ayda ortaya çıkabiliyor. Omurga, bacak kemikleri ve diz ekleminde de kemik erimesi görülüyor.
Sınırlı da olsa doğru beslenme bu süreci yavaşlatabiliyor. Daha önceki uzay uçuşları da astronotların uzayda daha az gıda aldıklarını ve zamanla yüzde beş oranında zayıfladıklarını ortaya çıkarmıştı.
Kas erimesiyle mücadele
Kolu ya da bacağı uzun süre alçıda kalanlar kasların eski gücünü kaybettiğine tanık olmuşlardır. Her hareketin yeniden öğrenilmesi, kasların güçlenmesi zaman alır. Uzayda kas liflerinin üçte bir oranında azalmasına iki hafta yetiyor.
Yerçekiminin olmadığı ortamda ayakta durmak, yürümek ve dik oturmak için kullanılan adaleler tembelleşiyor. Bu durum uzun sürmekle birlikte tıbbın geliştirdiği tekniklerle yeryüzünde de denenebiliyor.
Astronotlar kaslarının zayıflamaması için uzayda ağır antrenman yapıyor ve günde en az iki saat bütün vücutlarını çalıştırıyorlar. Aksi takdirde uzun süreli uzay uçuşlarında kas liflerinin yüzde 40 oranında eriyebileceği belirtiliyor.
Bu araştırmaların yatalak hastalardaki kas erimesine karşı yeni tedavi yöntemleri geliştirilmesine yardımcı olması bekleniyor.
Uzayda denge nasıl sağlanır?
Yerçekiminin olmadığı ortamda kalbe de az iş düştüğünden kaslara yeteri kadar oksijen gitmiyor. Sapasağlam astronotlar yeryüzüne döndükten sonra ritim bozukluğuna yakalanabiliyorlar. Aynı zamanda uzaydayken başa ve gövdeye daha fazla kan gidiyor ve bünye kan üretimini durduruyor. Dünyaya döndükten sonra astronotun tansiyonu düşüyor.
Kandaki bağışıklık sistemi hücrelerinin değişen yapısı yeryüzünde yeniden normale dönüyor. Bağışıklık sistemi uzayda daha hassas tepki gösteriyor ve dünyadayken görünmeyen hastalıklar uzayda patlak verebiliyor.
Beden ve sinir sağlamlığı
Yerçekimsiz ortamda sinirler beyne yeteri kadar enformasyon göndermediği için duyular birbirine karışabiliyor ve deniz tutmasına benzer durumlar ortaya çıkabiliyor.
Atmosfer dünyayı kozmik ışınlardan koruyor. Uzay istasyonunun ince gövdesi ise bütün ışınları süzemiyor ve astronotlar röntgen (gamma) ışınlarından korunamıyorlar. Güneşin fırlattığı zerrecikler de proton şeklinde uzay aracının duvarlarından kolayca geçebiliyor. Işınlar kanser riskini arttırabildiği gibi sinir sistemi hastalıklarına ya da genetik yapı taşlarının bozulmasına da yol açabiliyor.
Uzay aracının darlığı ve iş yükünün fazlalığı da sağlık üzerinde olumsuz etki yapabiliyor. Uykusuzluk, içinde bulunulan teknik ortam, havalandırma sistemi ve geceyle gündüzün birbirine karşıması da önemli faktörler arasında yer alıyor.
Uluslararası uzay istasyonu misyonlarının başarıya ulaşmasında en önemli rolü ekip çalışması yapılabilmesi oynuyor. Problemler dile getirilmediği ya da ekiptekilerin sorunlarıyla ilgilenilmediği için atmosfer bozuksa asabiyet ve gerginlik patlak verebiliyor.
Misyonun komutanı Kelly Kazakistan'dan ABD'de Houston'a uçacak ve burada NASA uzmanları onun üzerinde incelemelerine başlayacaklar.
Scott Kelly'nin yine bir astronot olan ama emekliye ayrılan kardeşi Mark da kardeşinin yolculuğu boyunca testlerden geçiriliyordu.
İkiz kardeşlerin ayrı ayrı incelenmesi bilim insanlarına uzayın insan bedeni üzerindeki gerek fiziki gerekse psikolojik etkilerini anlama konusunda önemli bir araç vermiş olacak.
Amerikan uzay ve havacılık kurumu NASA bu araştırmanın, ilerde Mars'a insan gönderme hedefi konusunda da bir birikim sağlamış olacağını söylüyor.
Yürümekte zorlanıyorlar
Uzayda uzun süre kalan bir çok astronot yeryüzüne indiklerinde bir süre yürümekte zorluk çekiyor. Kelly, Kornienko ve Volkov, Kazakistan'a inen inmez, denge, koordinasyon ve yürüme kontrollerinden geçirilmek üzere, orada kurulan sahra hastanesine alındı.
Kelly "Yarım saat çeşitli testlerden geçeceğiz. Bunlardan biri engelli yarış pisti gibi. Koşuyor, oturup kalkıyor ve zıplıyorsunuz" diyor.
Mars'a hazırlık
Uzay istasyonu mürettebatı hemen tıbbi destek alıyor ama Mars'a gönderilecek müstakbel uzay insanlarının kızıl gezegenin yüzeyine iniş yaptıktan sonra böyle bir imkanları pek olmayacak. Bilim insanları bu nedenle yaralanma ihtimallerini asgariye indirip, tedaviyi hızlandıracak yollar üzerinde çalışıyorlar.
Geçtiğimiz Pazar günü Scott Kelly uzay istasyonunun komutasını yine Amerikalı bir astronot olan Timothy Kopra'ya devretti. İstasyonda halen Tim Peake ve Yuri Malençenko da görev yapıyor.
Uzay istasyonundan ayrılan ekibin yerini ise, 18 Mart günü Kazakistan'daki Baykonur üssünden atılacak Soyuz roketiyle gidecek olan Amerikalı Jeffrey Williams ile Rus kozmonotlar Aleksey Ovçinin ve Oleg Skripoçka alacaklar.
0 yorum:
Yorum Gönder