Gezegenleri düşündüğümüzde en akılda kalıcı olanı hangisidir desem pek çoğumuz Satürn deriz herhalde. Okulda resim derslerinde çizimi en zevkli gezegendir. Diğerleri gibi yuvarlak bir top çizmekle kalmazsınız. Bir de etrafına halkalar yerleştirirsiniz onun. Geçen hafta yayımlanan bir analize göre o halkalar kayboluyor. Hem de hızla! Merak etmeyin sizin çocuklarınız ya da torunlarınız da resim derslerinde halka çizmeye devam edebilecek. Ama birkaç yüz milyon yıl kadar sonra Satürn de diğer gezegenlere benzeyecek. Halkasız kalacak.
Peki neden bu halkalar kayboluyor? Bu soruyu cevaplamadan önce başka bir soruyu soralım. Neden Satürn’ün halkaları var?
Bazıları bunların gezegenle birlikte oluştuğunu düşünürken bazıları da sonradan bir uydunun parçalanarak oluşturduğunu düşünüyor. Eğer ilk teori doğruysa 4 milyar yıldır orada dönüyor olmaları gerekir. Fakat az sonra açıklayacağım araştırmanın sonuçlarına göre bunların çok daha genç olma ihtimali yüksek.
Şu anda Satürn’de olsaydınız uzaya doğru 400.000 km boyunca uzanan o halkaları görüyor olacaktınız. Yani Dünya’yla Ay arasının tamamen bu halkalardan oluştuğunu hayal edin. Halkaların bazısı sadece 100 metre genişliğinde. 100 metre genişliğinde olan şeyi de biz bir yüzey gibi algılıyoruz ama aslında minik partiküller. Buz ve buzla kaplı kayalar.
Bu halkalar öyle bir yapı ki genişliği 4,5 dünya çapında ama ortalama 10 metre inceliğinde. Satürn’ü bir dosya kağıdı kadar küçültebilseydik, halkaları kağıttan 10000 kat daha ince olurdu. Bunlar toplam 7 gruptan oluşuyor ve bu gruplar da keşif sırasına göre alfabetik olarak A, B, C, D, E, F, G şeklinde isimlendirilmiş.
Satürn çıplak gözle görülebilen 5 gezegenden biri. 1610 yılında Galileo kendi yaptığı teleskopuyla halkaları görememişti ama iki yanında kulak benzeri bir yapılanma olduğunu keşfetmişti. 1659’da Hollandalı astronom Huygens o kulakların halka olduğunu söyledi, böylece resmen onu keşfeden ilk kişi oldu. Hemen sonrasında İtalyan gökbilimci Cassini birden fazla halka olduğunu keşfetti. O günden beri 300 yılı aşkın bir süredir Satürn’ün halkalarını çok daha detaylıca inceliyoruz. Sadece teleskopla değil. Bugüne kadar 4 uzay aracı gönderildi. Pioneer 11, 1979’da Satürn’ün 21.000 km yakınından geçti. Daha sonra Voyager 1 ve Voyager 2 uzay araçları da gezegenin oldukça yakınından geçerek gözlemlerde bulundular.
Ama bir uzay aracı var ki sadece bu gezegeni araştırmak için gönderildi. Yanında başka bir uzay aracı daha taşıyan bu ikili yapıya Satürn’ün halkalarını keşfeden kişilerin isimleri verilmişti. Cassini, 7 yıllık bir uzay yolculuğunun ardından 2004 Haziran’ında Satürn’e ulaştı ve yörüngesine girdi. Yanında getirdiği Huygens uzay aracını Satürn’ün uydularından Titan’a paraşütle indirdi. Cassini 13 yıl boyunca Satürn’ün etrafında döndü. Gezegenin yapısı ve uydularını araştırdı. Onun halkalarının içinden tam 22 kez geçti. Oluşumları hakkında en detaylı bilgileri bize gönderdi.
Güneş sisteminin ikinci büyük gezegeni olan Satürn’ün çapı Dünya’nın 10 katı. Ama bu büyüklüğüne bakıp da aldanmamak lazım. Güneş sisteminin en hafif gezegeni. Çoğunluğu Hidrojen ve Helyum gazlarından oluştuğu için yoğunluğu çok düşük. O kadar ki sudan bile az. Eğer Satürn’ü devasa bir okyanusa indirebilseydik yüzdüğünü görürdük. Öte yandan biz Satürn’e inmek isteseydik inemezdik, çünkü gezegende inilebilecek bir yüzey yok. Çoğunlukla gazlar, sıvılar ve amonyak kristallerinden oluşan bir yapısı var. Bunlar gezegen yüzeyinde güneş sisteminin en büyük ve güçlü fırtınalarına dönüşüyorlar. Kuzey Kutbu civarında yer alan altıgen şeklinde bu fırtına Dünya’nın iki katı büyüklüğünde.
Yani orada olmak istemezsiniz. Ay’a ya da Mars’a yerleşme hayalleri kurabiliyoruz ama Satürn bu konuda bizim için pek de misafirperver bir yer gibi gözükmüyor. Tabi Satürn’ün etrafında sadece halkalar yok. Bizim Ay’ımız gibi onun da uyduları var. Hem de 50’den fazla uydusu. Bunlardan en büyüğü Titan -ki uydu olduğuna bakmayın Merkür gezegeninden bile büyük- aynı zamanda bilim insanlarının da en çok merak ettiği uydu. Çünkü Güneş Sistemi’nde bugüne kadar keşfettiğimiz yüzlerce gök cismi içerisinde bulutları ve gelişmiş bir atmosferi olan tek yer. Ayrıca yüzeyinin altında okyanusları olduğu düşünülüyor. Dolayısıyla bazı canlılar yaşıyor olabilir.
İşte Cassini ve Huygens uzay araçlarının bize gönderdiği bilgilerden öğrendiklerimiz genel olarak bu şekilde. Bilim insanları sadece bu bilgileri değil yeryüzündeki büyük teleskopları da kullanarak araştırmalarına devam ediyorlar. Bunlardan en yenisi daha bir kaç gün önce yayımlandı. Hawaii’deki Keck teleskopu tarafından yapılan gözlemleri kullanan bilim insanları Satürn’ün halkalarının yok olduğunu buldular. Bu araştırmaya göre halkalar gezegenin üstüne yağmur gibi yağıyor. Daha doğrusu dolu gibi. Halkaların buz parçalarından ya da buzla kaplı kayalardan oluştuğunu söylemiştim ya. Güneşten gelen ultraviyole ışınlar ve küçük meteorların çarpışması sonucu oluşan plazma bulutları halkaları oluşturan buz tozlarıyla buluşunca bir anlamda şimşekler çakıyor. Satürn’ün manyetik alanına bağlı olan bu minik buz tozları da yerçekiminin etkisiyle gezegene yağmaya başlıyor. Bu yağmur sırasında Satürn’ün üst atmosferine infrared teleskopla bakınca iyonların parladığı gözlemlenmiş. Üst tarafta parlamanın daha az olduğunu görüyorsunuz. Burada yağmur daha şiddetli anlamına geliyor.
Her saniye 432 – 2870 kg civarında bir yağış kaydediliyor. Yani her yarım saatte bir olimpik havuzu dolduracak kadar çok. Bu yağmurun sürekli olarak yağdığını düşünecek olursak, hızı değişmezse 100 milyon yıl sonra Satürn şöyle bir şeyebenzeyecek. 292 milyon yıl sonra halkalar tamamen yok olacak.
Bu bulgulara göre halkaların oluşumuyla ilgili başta söylediğim teorilerden ilki zayıflamış oluyor. Bunlar sandığımızdan çok daha genç. Büyük bir ihtimalle 100 milyon yıl kadar önce oluşmuş. Yani Dünya’da dinozorlar yaşarken Satürn’e baktıklarında muhtemelen daha halkaları oluşmamıştı. Bu bakış açısıyla kendimizi çok şanslı hissedebiliriz. Satürn’ün milyarlarca yıllık ömrünü düşündüğümüzde çoğunlukla halkasız bir gezegen. Sadece bir kaç yüz milyon yıl boyunca halkası var olmuş olacak. Ve biz o halkaların tüm ihtişamıyla parladığı bir dönemde yaşıyoruz.
Kaynak : http://barisozcan.com/saturnun-halkalari-neden-kayboluyor/
0 yorum:
Yorum Gönder